Haberself

Osmanlının Karanlık ve Kanlı Yüzü Olan Cellatların 7 Maddede Tanımı

Osmanlı'da cellatlar, devrin en `karanlık` ve acımasız yüzüdür. Osmanlıda saraya davet bazen ölüme davettir. Davetli geldiğinde gerginliği gelen kadehten anlardı. Eğer beyaz kadehle şerbet geldiyse bu affedildiği ancak sürgün edileceği anlamına gelirdi. Eğer kırmızı kadehle geldiyse bir terslik olduğuna işaretti. Padişah iki elini kaldırıp bostancıbaşı diye gürlediğinde ise cellatlar devreye girerdi

Scott Adkins

1. Osmanlı'nın Azrailleri

Cellat kelimesi Arapça'da kamçı vuran eziyet eden anlamına gelmektedir. cellatlar Osmanlı'nın kudretli olduğu 15. yy da kullanılmaya başlanmıştır. Başta devlet adamları olmak üzere idam cezasına çarptırılan herkesin ölümü cellatların ellerinden olurdu. Bostancı ocağına bağlı bir ocaktan türeyen cellatlar genellikle Hırvat ve çingeneler arasından seçilirdi . Yazılanlara göre ilk kurulduğunda 5 cellat varken bu rakam 70 e kadar yükselmiştir. Özellikle sağır ve dilsizlerden seçilirlerdi. Bundaki amaç idam ettikleri şahsın son çığlıklarını duymasını engellemek ve yaptığı işten olumsuz olarak etkilenmesini önlemektir.

2. Cellatlarda Devrecilik

Aralarında rütbe esastı. Devlet adamlarının idamları söz konusu olduklarında bunu sıradan bir cellat değil cellat başı denilen bostancıların liderleri gerçekleştirilirdi. Hırsızlar genellikle hırsızlık yaptıkları semtte bazen de girdikleri evin önünde asılırlardı. Katiller ise işkence ile öldürürlerdi. Bunun iki çeşidi vardı. Çarmıh ve çengel. İdam kararı alınan kişi önce Topkapı sarayında bulunan cellat çeşmesinin önüne getirilir ve burada celladın kılıç darbesiyle idamı gerçekleştirilirdi. Bu çeşme cellatların idam sonrası kanlı kılıç ve baltalarını burada yıkadığından dolayı almıştır.

3. Kelle Koltukta Geziyoruz

Çeşmenin önündeki taş ise infaz edilen kişinin infaz edilen kişinin ibret alınması için kellesinin sergilendiği ibret taşıdır ve bu iki yerinde hatıraları çok kanlıdır. Kafası cellat satırı ile uçurulan binlerce kişinin kelleleri bu taşın üzerinde teşhir edildi ve cellatlar binlerce kişinin kanını bu çeşmede yıkadılar. Cellatlar daha sonra kestiği kelleyi koltuk altına koyarak gezdiklerinden sonra "kelle koltukta geziyoruz" kelimesi türemiştir.

4. Parça Parça Mezar

Ancak infaz işlemi sadece bu çeşmenin önünde gerçekleşmez balıkhane kasrında kementle boğularak mahkum öldürülür ardından cesedin ayağına taş bağlanarak denize atılırdı. Vezirler sadrazamlar ve devlet adamları genelde boğdurulur sıradan insanlar ve yeniçerilerin başları genelde kılıçla vurulurdu. İdam edilecek şahıs İstanbul dışında bir bölgede ise kesilen başının bozulmaması için bal dolu bir torbaya konulur İstanbul'a geldiğinde padişaha gösterilirdi. Bu nedenle özellikle devlet adamlarının 2 tane mezarı bulunur ve başı bir yerde bedeni bir yerde gömülü çok devlet adamı vardır. Bunlardan en meşhuru ise Viyana kuşatmasındaki başarısızlığından dolayı idam edilen Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'dır.

5. Cellat Pazarı

Bir mahkum cellada verildiği zaman kıyafetleriyle beraber üzerinden çıkan her şey cellatların olurdu. Bu eşyalar toplanır ve senede 2 defa büyük bir mezarlıkta satılır buna cellat pazarı denirdi. Bu pazarda çok değerli eşyalar bulunurdu. Sahipleri cellat elinde can verdiklerinden uğursuz olarak adlandırılır ve hakiki değerinden çok daha ucuza satılırdı. Cellatlar evlenmezlerdi. İnsanlar tarafından pek de sevilmezlerdi. Sağır ve dilsiz oldukları için yalnız kalırlar, halktan devamlı beddua alınır hakarete uğrarlardı.

6. Cellat Mezarı

Tarihte bir ikisinin ismi bilinirken geri kalanlarının ismi asla bilinmezdi ve öldüklerinde mezar taşlarına isimleri yazılmazdı. Bunun amacı zaten dua alamayacak olan cellatların bir de isimleri üzerinden beddua almamalarıdır. Aynı zamanda cellatların yakınlarının da hayatları bu şekilde korunmak istemiştir. Kimse onların mezarlarının kendi mezarları yanında yada yakınında dahi olmasını istemezmiş. O yüzden cellat mezarlığı adlı bir mezarlık ortaya çıkmıştır.

7. Hükmü Sultan Olmazsa, Hata Gelmez Cellattan.

Bugünkü Eyüp mezarlığının en eski isimleri aslında cellatların mezarlıklarıdır. İstanbulun en ücra yerinde kaldığı için cellatlar buraya gömülmüşlerdir. 1 buçuk metre bir taştan ibarettir, isimsiz ve duasız mezar taşlarıdır. Bütün bu acınası hayatta kendilerince tek bir tesellileri varmış. Hükmü Sultan olmazsa, hata gelmez cellattan.

Netflix'in Ses Getiren Yapımı 3 Cisim Problemi Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Çok Acıklı Hayat Hikayelerine Sahip 11 Süper Kahraman

Freelance Çalışmanın 5 Önemli Avantajı

Neden Bir Sevgilin Yok? Sorusuna Bir ErkeÄŸin VerebileceÄŸi En Karizmatik 20 Cevap

Türk Sinemasının En İyi 11 Biyografi Filmi

İlk Buluşmada Asla Yapılmaması Gerekenler

İşe Geç Kalanların Ardına Sığındığı Bahaneler

Tüm Dünyaya Amerikan Filmleri Sayesinde Öğretilmiş 17 Çok Önemli Hayat Dersi

Çekimleri İçin Acayip Paralar Harcanmış En Pahalı Hollywood Filmleri

Türk Sinemasından Engelli Bireylerin Mücadelesini Anlatan 9 Film

Dünyanın En İyi 10 Havalimanı

2023 Yılının En İyi 10 Netflix Dizisi

Dünyada Kış Manzarasının En Güzel Göründüğü 19 Şehir ve Kasaba

Günümüz Dünyasında Hala Varlıklarını Sürdüren Gelmiş Geçmiş En Tehlikeli 8 Gizli Örgüt

Gelecek 100 Yıl İçinde Nasıl Evlerde Yaşayacağız? Fotoğraflar Sizi Çok Şaşırtacak

Türkiye'den ABD'ye Uçuş Yapabileceğiniz 12 Nokta

Televizyon Tarihinin Gelmiş Geçmiş En İyi 11 Doktoru

İş Bilgisayarınızda Olması Gereken 5 Program

Bu Akşam Evde Pineklemek Yerine Dışarıya Çıkmak İçin 11 Mantıklı Sebep

Mutlu Olmanın Aslında Hiç de Zor Olmadığının 10 İşareti