Marka Bağımlılığına Karşı Neler Yapmalıyız?
Biliyoruz ki çoğunlukla bir ürüne `para` verirken aslında onun iki katını markaya ödüyoruz. Bu durum ise `marka` - kalite ikilemini ortaya çıkarıyor. Bu haberimizde doğru ürün tercih etmenin aslında markayla bir bağlantısı olmadığını açıklayacağız.
Son yıllarda marka bağımlılığı pek çok kişi için vazgeçilmez duruma gelmiştir. Fakat artık farkında olduğumuz bir şey var o da hayat pahalılığı. Gelen zamlarla birlikte kişiler uzun yıllardır kullandıkları markalara veda etme durumuna geldi. Bu aslında tüketici hakları ve piyasanın diğer markaları için avantajlı bir durum oluştururken, kişilerde 'kaliteden ödün mü veriyoruz' gibi soruları gündeme getirdi. Şunu kesinlikle söylemek gerekir ki bir ürünün kalitesini asla üzerinde yazan marka belirlemiyor. Birçok market kendi markalarıyla bütçe dostu ürünleri satışa sunuyor ve bu durum müşterilerin uygun fiyatlı ve kaliteli ürünlere ulaşmasını kolaylaştırıyor. Örnek verecek olursak;
Carrefoursa hemen hemen her ürün çeşidine ait malzemeyi kendi markası adı altında müşterilerini sunuyor. Bunu yaparken 'Doğru Kalite Doğru Fiyat' sloganını üstlenen Carrefoursa, kalitesinin fiyat ve markayla bir ilgisinin olmadığını açıkça belirtiyor. Burada ise kendimize sormamız gereken en önemli soru 'Alışkanlıklarımızı ne zaman değiştireceğiz?' sorusu. Belirli markalardan vazgeçtiğimiz durumda hem bütçemize hemde ülke ekonomisine büyük ölçüde katkı sağlayacağımız oldukça net.
Bağımlıklarımızdan en kısa sürede kurtulup uygun fiyatlı kaliteye ulaşmaya başlamalıyız. Bunu yaparken de yeni ve yerel markalara bi şans vermeyi asla ihmal etmeyelim.