3.394 gösterim
42,43 viral puan

Bahçeli Partisinin Grup Toplantısında Konuştu

Terörle mücadeleye destek vermeye devam edeceklerini söyleyen MHP Lideri, hainlerin affedilmemesi gerektiğini söyledi.
CanOlgan 31.05.2016 saat 14:40
  1. "Ülkemizin geçmişinde rejim sorunlarının yaşandığı karanlık dönemlerin varlığı bilinmektedir. Türkiye'nin kötü idare edildiği dönemlere şahit olunmuştur. Bölücü terör ve siyasi terörün mesafe aldığı da ortadadır. Bu dönemler hüzünle hatırlanmaktadır.

    Türkiye bugün bir bekaa sorunuyla karşı karşıyadır. Türkiye'yi etnik tuzağın içine çekmek isteyen küresel aktörlerin hedefi ortaya çıkmıştır. Bugünlere bölücü heveslere taviz verilerek gelinmiştir. Dürte dürte uyandırılan etnik tahriklerin sonucunda terörizm alan bulmuştur. Artık terörün iğrenç tesirinden kimse muaf değildir. Türkiye'nin bir bölümü bölünme ameliyatına alınmıştır. Bu kıskaç korkarız ki önümüzdeki dönemde daha da daralacaktır. İç gerginlik çok daha tehlikeli boyutlara taşınabilecektir. Gelişmeler ve öngörülerimiz bu yöndedir.

    Türkiye içeride hırpalanacak daha fazla kan kaybedecektir. Ülkemizin bu yükü taşımaya tahammülü kalmamıştır. Milli seferberlik ruhuyla harekete geçmek kaçılmayacak bir sorumluluktur. Türkiye'nin içeriden ve dışarıdan çökertilmesi için yürütülen çalışmalara karşı ilgilisiz kalmak tarihin affedemeyeceği bir gaflet olacak. Gün ayağa kalkmak günüdür. Türkiye ortak akıl ve sağduyu ile bu badireyi atlatmalıdır.

    Siyaset ihtiraslarını milli ve manevi her değerinin önüne koymaktan çekinmeyen siyaset tüccarları sona doğru hızla ilerlemektedir. Kaygımız Türkiye'nin geleceği ve Türk milletinin içine çekildiği tuzaktan nasıl kurtulacağı ile ilgilidir.

    Türkiye'nin içinde bulunduğu sebeplerin temeli liyakatsız kadrolardır. Bölücü terör 3'er 5'er evlatlarımızı şehit etmektedir. Nusaybin'de az sayıda teröristin teslim sahnesi medyaya servis edilmiştir. Şehit anaları ağlarken bu sahnelerin nispet yaparak gösterimi neye nispet. Şehit polis ve askerlerimizin, vatandaşlarımızın hesabını kim soracak?

    Biz çok değil 3 yıl önce silahların gömülmesine itiraz etmiş, silahların bir gün çıkacağını söylemiştik. Biz kanlı silahların güvenlik güçlerine teslim edilmesini, devletin envanterine kaydedilmesini söylemiştik. Sayın Erdoğan buna bir daha umut bağlamakta, bir kez daha diline dolamaktadır. Bize göre bu seçeneğin tutarlı bir yanı yoktur. Ülke dışına çıkan katil daha kalabalık şekilde gelecek ve kanlı mesaisine devam edecektir.

    Teröristler döktükleri kanda boğulmalı, boğulmayanlar, canlı yakalanan veya teslim olanlar da akıttıkları kanların damla damla hesabını vermelidir.

    Hainler affedilemez, hoş görülemez, aksine davrananların da hem bu dünyada hem de mahşerde yakasını yırtar, yüzüne kara çalarız. Teröriste hakkı yenmiş, aldatılmış ve aklı çelinmiş insan muamelesi de yapılamaz. Bunu yapan, buna kalkışan zulme ve işlenmiş cinayetlere ortak olmaktan kurtulamayacak, milletin bedduası ise üzerinden hiçbir zaman eksik olmayacaktır. Sayın Erdoğan'dan ve AKP hükümetinden terörle müzakere ve mütareke değil, sonuna kadar mücadele bekliyor, şayet bu olursa samimi desteğimizi muhafaza edeceğimizi açık yüreklilikle duyuruyor, sözümüzden sapmayacağımızın teminatını da bu vesileyle yeniden veriyorum.

    ABD askerleri PYD armasıyla objektiflere yansımıştır. PYD eşittik PKK'dır. ABD PKK ile yanak yanağıdır. Bu nasıl kepazeliktir. ABD'nin PKK ile beraberliği düşmanlık alameti değilse, nedir? Bundan sonra NATO'da nasıl yüzyüze bakılacaktır? Gelen tepkiler üzerine bir ABD'li komutan da YPG armalı formalı giymek uygunsuz demek zorunda kalmıştır. Milli bekaamız çok yönlü tehdit altıdadır. Cumhurbaşkanı haklı olarak bu olayı kınamıştır.

    Olağanüstü büyük kurultayın engellenmesi şartında başkanlık sistemine onay vermişiz. Kurultayın önüne geçilmesi haline partili cumhurbaşkanlığına onay vermişiz. Ne kadar paralel artığı, kiralanmış köşe yazarı, doğrusu ve rotası kim varsa hepsi bize çamur atmakta. MHP'yi tanımayan cahiller ve namertler karşımıza dizildi. Bizden ancak hesabı ülkücü irade ve Türk milleti sorar.

    Yargıtay son noktayı koydu. Bize düşen de MHP'nin yıpratılmaması için gereğini yapmaktı. Biz de kurultay tarihini 10 Temmuz olarak belirledik. Bunu ilan ettik. Yargıtay'ın kararını açıkladıktan sonra değerlendirmelerimizi paylaştık. Rize'de çay toplayıp, Kırşehir'de alkışlayan bir hukukçu mantığının yönettiği kurumdan başka bir sonuç beklenemezdi. Yargıtay'ın gerekçeli kararını inceleyen hukukçu olmasa da fahiş hataları görecektir. Hak etmese de yargı kararına saygı duyacağız."

  • Şu an haberi okuyan: 1 kişi var
  • Facebook: 1 gösterim

  • Toplam Viral: 14 gösterim
  • Toplam Seed: 80 gösterim
  • Toplam Direkt: 3.300 gösterim
  • Viral Puan: 42,43